“Sadece bir oyun” diyerek başladılar oynamaya... Evet, dün başlamışlardı...

Eski bir Japon senryū’suna* konu olan, günlerce sürebilen bir oyun, en iyi hayat metaforu: Go.

Uzak Doğu’nun kadim ve bilge oyunu olarak tanımlanan Go, şans ögeleri içermeyen bir zekâ oyunudur. Efsanelere göre MÖ 2200 civarında Çin’de kral olan Yao, oğlu Tan Chu’nun zekâsını geliştirmek amacıyla bu oyunu bulmuştur. Oyun, iki oyuncu ve boş bir tahta ile başlar. Her iki oyuncu da diğerinden daha büyük bir alanı ele geçirmeyi ve kontrol etmeyi amaçlar. Oyuncunun zekâsı kadar sabrı ve dengesi de sonucu etkiler. Bu nedenle Go tahtası zihnin aynası olarak görülür.

Öğrenmek için bir dakika, ustalaşmak için bir ömür

Go; dünyanın en eski, en basit, aynı zamanda en karmaşık oyunu olarak kabul edilir. Oyun, “nefes” ve “göz” gibi öğrenmesi kolay kurallar üzerine inşa edilmiştir. Yalnızca iki tip taş vardır: Siyah ve beyaz. Bu taşların birbirine hiyerarşik bir üstünlüğü yoktur. Kimi efsaneye göre siyah ve beyaz, “yin” ve “yang”ı kimi efsaneye göre ise “gece” ve “gündüz”ü temsil eder.

Oyunda hamle çeşitliliği o kadar çoktur ki, oynanan bir oyunun tekrar etmeyeceği iddia edilir. Bu çeşitlilik, yapay zekânın neden insanları henüz yenemediklerini de açıklar. Böylesi bir olasılıkla baş etmek için bir özelliğe ihtiyaç vardır: “Sezgi”. Böylece Go oyuncuları ezbere yönelmeden, rakiplerinin hamlelerini tahmin etmeye çalışırken konsantrasyon becerilerini geliştirirler.

Paylaşmak, beraber gelişmek, rakibe saygı ve sabır

Go, yalnızca bir oyun değil aynı zamanda bir gelenektir. Uzak Doğu öğretileri ile iç içe geçmiş olan bu oyunda bazı değerler yetenekli bir oyuncu olmaktan önce gelir. Go oyuncuları arasında paylaşmak, beraber gelişmek, rakibe saygı göstermek ve sabırlı olmak çok önemlidir.

Kısacası Go; bir oyundan daha fazlası, bir kimlik ve değerler bütünüdür. Bu nedenle biz de Fide Okulları Go Atölyesinde öğrencilerimizle bu oyunun binlerce yıl öncesine dayanan bilgeliğini günümüze taşıyoruz.

Eski bir Go Ustasının dediği gibi; “Bir insanı tanımak için onunla bir el Go oynayın.”

Deniz Çavuşoğlu
Fide Okulları Sınıf Öğretmeni & Go Sensei

Senryū: Yapısal olarak haikuya benzeyen bir Japon kısa şiiridir. (Vikipedi)